OYUNCAK ÇOCUKLARI MUTLU EDER Mİ?

Oyuncağın tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Geçmişten bugüne oyun ve oyuncak, çocuğu hayata hazırlayan önemli araçlardandır. Çocukların bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişimine katkıda bulunan; çocukların hayal güçlerini geliştirerek yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlayan materyallerin tümü oyuncaktır. Çocuk odaklı oyun terapisinin önemli isimlerinden Amerikalı Psikolog Garry Landreth oyunun ve oyuncağın  önemini vurgularken şöyle diyor: ‘Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar oyun oynar…’ Yetişkin bir kişinin iletişim kurarken kelimeleri kullandığı gibi çocuklar da oyunu kullanırlar ve bu anlamda oyuncaklar çocukların kelimeleridir.

 

Oyunun ve oyuncağın bu denli önemli olduğu bir dünyada, ebeveynler zaman zaman oyuncak seçiminde zorluk yaşıyorlar. Çocuğun yaşına uygun olmayan oyuncaklar seçmek veya çocuğun ihtiyacı olandan daha fazla oyuncak almak gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Çocuğa gereksiniminin çok üstünde oyuncak sunan ebeveynler iyi niyetle de olsa hata yapmış oluyorlar. ‘Çocuk mutlu olsun diye’ yüksek ücretlerle alınan tasarım harikası oyuncaklar sanılanın aksine çocukları olumsuz şekilde etkiliyor. 

 

Aileler fazla oyuncak alma yanılgısına düştüklerinde, bir süre sonra çocuğun oyuncaklara olan ilgisinin azaldığından şikayetçi oluyorlar. Bunun en büyük sebebi, çocuğun sahip olduğu çok sayıdaki oyuncağın içinden seçim yapmakta zorlanmasıdır. Zorlanan çocuk ise kendini rahatlatmak için oyuncaklardan uzaklaşmayı seçmektedir. Dışarıdan satın alınan bir çok oyuncak oynamaya hazır haldedir ve çocuğun hiç bir özgün katkı yapmasına gerek yoktur. Her şey hazır olarak sunulduğunda ve ‘bu oyuncakla şu şekilde oynanmalıdır’ şeklinde yönergeler verildiğinde, çocuğun düşünme becerileri kısıtlanmış oluyor. Oysa ki çocukların yaratıcılıklarının gelişmesi için hayal etmeleri ve hayalde canlandırdıklarını ortaya koymaları gerekmektedir. 

 

Bu örneklerle görüyoruz ki, çocuğa sunulan oyuncak miktarının fazlalığı ile çocuğun mutluluğu arasında bir ilişki bulunmamaktadır. Çocuğun sahip olduğu basit ve temel oyuncaklar ile oynanabilecek çok çeşitli oyun vardır. Taklit oyunları bu oyunlar içinde en kıymetlilerden biridir. Çocuklar anne, baba, öğretmen, bakkal ve kuaför gibi farklı rollere girerek gerçek hayatı oyunda deneyimlerler. Ayrıca hiç bir materyale ihtiyaç duymadan oynanabilecek saklambaç, sek sek, körebe, birdirbir, kovalamaca gibi oyunlar da çocukların sosyalleşmelerine ve motor becerilerinin gelişmesine katkı sağlamaktadır. 

 

Oyun çocuğun en ciddi işidir ve bu süreçte de biz ebeveynlere bazı görevler düşmektedir. Çocuklarımızı mutlu edebilmek adına ihtiyaçlarından fazla oyuncağı sunmak yerine her gün en az 10 dakika onlarla oyun oynayarak ilişkimizi güçlendirebiliriz. Ebeveyn-çocuk ilişkisini güçlendirmek için oynanacak oyunlarda materyale ihtiyaç yoktur. Beraberce yürüyüş yaparken doğanın kendisi için en kıymetli oyuncaktır aslında; toprak, kum, kozalak, yaprak, su çocuğun üretimine sınırsız imkan sağlar. Ayrıca ‘kelimeler’ de kullanışlı oyuncaklardır. İki küçük kelime ile dahi yaratılabilecek sınırsız hikaye vardır ve çocuklar hikayeleri çok sever. Kelimelere melodi katarak şarkı yazabilir, efsaneleştirerek masal anlatabiliriz. Bu nedenle sadece kelimeler bile bir çocukla oynamaya yetmektedir. Parmaklarımız, ellerimiz ve bedenimiz de hiç bir araca ihtiyaç duymadan çocuklarımızla mutlu anılar biriktirebilmemiz için yeterli olmaktadır. Parmaklarımız ile kukla, ellerimizle alkış, bedenimizle dans ve kareografi yaratabiliriz. 

 

Çocuğun ihtiyaç duyduğundan fazla oyuncağı var ise oyuncakların bir kısmını göz önünden kaldırarak, belirli bir zaman sonra tekrar oynaması için çıkarıp değiştirebilirsiniz. Ayrıca, çocuğunuzla ‘oyuncak bakma’ ve ‘oyuncak alma’ günleri belirleyerek oyuncakçıya gidebilirsiniz. Oyuncak bakma gününde sadece bakıp, almadan çıkmak esastır. Oyuncak alma gününde ise gidip daha önce beğendiği oyuncağı alarak onunla bu keyfi paylaşabilirsiniz. Ebeveynler olarak çocuklarımızı mutlu etmek için onlara fazlaca oyuncak sunmak yerine, fazlaca oyunlarına katılalım. ‘Oyun’ oyuncaktan önce gelir, çünkü oyuncak yapılandırılmış ve tasarlanmıştır ancak oyunun içinde hayal, insan ve ilişki vardır. 

 

Uzm. Psk. Evren Morgül


YORUMLAR (0)

Yorum yok. İlk yorum yapan siz olun..

POPULER POST