İhmal ve istismar, sıkça birbirine karıştırılan farklı kavramlardır. Çocuk istismarı 'fiziksel, duygusal ve cinsel' olarak, çocuk ihmali ise 'fiziksel ve duygusal' olarak ayrı ayrı sınıflandırılmaktadır. Çocuk istismarı, anne-baba ya da bir yetişkin tarafından çocuklara yöneltilen, uygunsuz ve zarar verici eylemlerdir. İhmal ise, çocukların fiziksel, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarının karşılanmaması durumunda ortaya çıkan yoksunluğun çocuğun gelişimine zarar vermesi olarak tanımlanır.
Günümüzde hızla artan bu ihmal ve istismar olayları çocukların duygusal, sosyal ve zihinsel işlevleri üzerinde çok sayıda olumsuz etkiye sebep olmaktadır. Erken yaşta ihmal ve istismar gibi olumsuz çocukluk deneyimleri yaşamış çocuklarla ABD’de yapılan toplum sağlığı çalışması ACE’nin (Advers Childhood Experiences Studies) konuyla ilgili çok çarpıcı sonuçları var:
Araştırmaya göre çocukluk döneminde travmatik deneyimlere maruz kalan çocukların yetişkinlikte ruh sağlığı sorunları yaşama riski çok yüksek. Risk yüzdeleri aşağıda şekildedir:
Araştırma, çocukken yaşanan travmatik deneyimleri ‘normalleştirmenin’ tehlikelisini de vurguluyor ve ‘normalleştirmek’ hasta bir toplum yaratmanın ilk adımıdır diyor.
“Çocukken hepimiz dayak yedik, bağırırım da severim de, bunlar neden travma olsun ki, çocuktur unutur” düşüncesi normalleştirmektir. Çocuk unutmuyor, sadece susup derine saklıyor. Seneca‘nın dediği gibi “Derin acılar dilsizdir”... Çocukluk çağı olumsuz olayları bir halk sağlığı sorunudur ve çözüm ‘aileden’ ve ‘eğitici ruh sağlığı’ çalışmalarından geçmektedir...
Uzm. Psk. Evren Morgül
YORUMLAR (0)
Yorum yok. İlk yorum yapan siz olun..